Günümüz Siyasetçileri Hakkında Bir Yazı

Hindistan'da filleri evcilleştirmek için ilginç bir yöntem kullanılır.

Ormanda, yere filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazılır ve üzeri dallarla örtülür. Yavru fil gelip dallara bastığında çukurun içine düşer.

Ama şanssızlığı bununla bitmez, fil avcıları yüzlerini de kapatan tümüyle simsiyah giysiler içinde, ellerinde sopalarla gelip fili döverler.

Hayvan yediği sopalardan, çukura düşmesi nedeniyle yaşadığı acıdan ve korkudan dolayı, kısa süre içerisinde hayatında yaşamadığı bir bunalım yaşar.

Sonra aynı avcılar ağaçların arkasına gider ve üzerlerindeki siyah elbiseleri tümüyle çıkarıp, baştan aşağı beyaz elbiselerle, ellerinde çeşit çeşit meyve sepetleriyle geri gelirler. Fili besler, yaralarına pansuman yaparlar, onu düştüğü çukurdan çıkarırlar.

Fil, beyaz giysili kurtarıcılarının ona gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden dolayı o kadar minnettar kalır ki, o andan itibaren her istediklerini yapar ve sözlerinden çıkmaz. Onların kendisini az önce döven siyah giysili adamlar olabileceği aklına dahi gelmez. Fil artık evcilleşmiştir.

Şimdi yukarıdaki sahneden filleri çıkarıp yerine kendinizi koyun. Siyasetçiler her yıl önce yığınla belayı başımıza sarar, sonra da aynen fil avcıları gibi beyazlar içinde gelip bizi bu pislikten kurtaracaklarını iddia ederler. Maalesef çoğunluk da bu yalana inanır.

Alıntıdır.

"O Halik'tir, bizler mahluk. O Muciz'dir, bizler aciz..."